Kan ve gözyaşlarıyla beslenen çağımızda, şerha şerha çatlamış çorak topraklarımıza bir rahmet gibi 'Yağmur' düştü önce... Ve çiçeklerin adını unuttuğumuz bir zamanda 'Gül ve Ben' geldi... Renksiz kokusuz naylon çiçeklere gül adını koyduğumuz bir zamanda, bülbülerin sustuğu, gülzarın tarümar olduğu bir zamanda. 'Yağmur'la yıkanmış topraklarımıza gül dikmeye geldi Nurullah GENÇ... Ve gördük ki, 'Gül, Yağmur'un bir sonraki adıdır'...
Diese Website benutzt Cookies, die für den technischen Betrieb der Website erforderlich sind und stets gesetzt werden. Andere Cookies, die den Komfort bei Benutzung dieser Website erhöhen, der Direktwerbung dienen oder die Interaktion mit anderen Websites und sozialen Netzwerken vereinfachen sollen, werden nur mit Ihrer Zustimmung gesetzt.