Popüler Gerilim

Popülerliğin, edebiyattan sinemaya, yazılı basından televizyona kadar, toplumsal hayatın en sıradan ve en yüce kademelerinden kaydettiği istilâcı muazzam yükseliş, hem kültür hayatına, hem de onu yorumlayacak olan teoriye gerilimli anlar yaşatıyor. Önüne geçilemeyen istilâ karşısında teori, kendisini popüler olan her şeyle ilgilenmek zorunda hissediyor. Üstelik, bazı ortalama yargılarla hareket ettiği için, bu gerilimli ilgi, "yeni kötü günler"e dair ya kopkoyu birk aramsarlık, ya da anlaşılmaz bir iyimserlikle sonuçlanıyor.
Bu kitapta popüler kültürün genel sorunlarını güncel örnekler üzerinden tartışan farklı tarihlerde farklı nedenlerle yazılmış ama hep aynı eksen etrafında dolaşmış yazılar bir araya getirildi. Ne seçkinci bir tiksinme, ne de magazinleşmiş kontrolsüz bir sempati...Bu yazılar popüler kültürün insana ve topluma ait bir şey olduğunu bilerek, ve hepimizin aynı toplum içinde yaşamakta olduğunu da unutmadan, insana ve topluma ait her şeyin hakettiği kaygı, umut, merhamet, gerçekçilik ve sahicilikten uzaklaşmaksızın bir şeyler söylemeye çalıştı. Şimdilik ne denli trajik bir görüntü sergiliyor olursa olsun, "yeni kötü günler"i hep birlikte aşabilme umuduyla, hayatı ve insanları oldukları gibi, popüler kültürü de olabileceği giebi ele alan güvenilir bir eleştirinin eksikliğine dikkat çekmek istedi. Hayatı herkesle birlikte düşünüp değerlendirmeye çalışan Rousseau`cu bir yaklaşımın, insan varoluşunun toplumsal olarak üretildiğini bilen Marx`cı bir kavrayışın, ve Bourdieu`nün kalabalıkların sorunlarına yakınlık duyan toplumbilimsel düşüncenin güvenli bir eleştiri ortaya koyabilmek için yeterli olacağına inandı.
(Arka Kapak)